Meclis'ten Göç İdaresi Projesi'ne Soru Önergesi: 'Uluslararası Fonlar Nasıl Harcanıyor?'
EMEK Partisi İstanbul Milletvekili İskender Bayhan, Birleşmiş Milletler Mülteciler Yüksek Komiserliği destekli "İl Göç İdareleri Destekleme Projesi"nde görev yapan işçilerin yaşadığı hak kayıplarını Meclis'e taşıdı. İçişleri Bakanı Ali Yerlikaya'nın yanıtlaması için soru önergesi veren Bayhan, "Uluslararası fonlar yıllardır Türkiye’de nasıl kullanılıyor?" diyerek güvencesiz çalışma koşullarını eleştirdi.

EMEK Partisi (EMEP) İstanbul Milletvekili İskender Bayhan, Göç İdaresi Başkanlığı ve Birleşmiş Milletler Mülteciler Yüksek Komiserliği (UNHCR) ile iş birliği içinde yürütülen projelerde görev yapan personelin karşılaştığı sorunları Türkiye Büyük Millet Meclisi'ne taşıdı. Bayhan, 2017 yılından beri devam eden "İl Göç İdareleri Destekleme Projesi" çerçevesinde çalıştırılan yüzlerce çalışanın ağır bir emek sömürüsü ve güvence eksikliği altında olduğunu ileri sürdü.
Bayhan'ın ifadelerine göre, Manpower gibi özel insan kaynakları firmaları aracılığıyla geçici sözleşmelerle istihdam edilen işçiler, başlangıçta aldıkları yüksek maaşlara rağmen zamanla önemli bir gelir kaybı yaşadı. İlk başta asgari ücretin dört katı olan maaşların, günümüzde en alt devlet memuru maaşının bile altına düştüğü, özel sağlık sigortası gibi ek avantajların kaldırıldığı ve iş güvencesinin belirsizlikle karşı karşıya kaldığı vurgulandı.
2017 yılından bu yana Göç İdaresi Başkanlığı ile BM Mülteciler Yüksek Komiserliği (UNHCR) ortaklığında yürütülen bir proje var: İl Göç İdarelerini Destekleme Projesi.
Ama bu projenin yükü, özel bir insan kaynakları firması olan Manpower aracılığıyla istihdam edilen emekçilerin… pic.twitter.com/0UNO0OvFKe
İÇİŞLERİ BAKANINA YARDIMCI SORULAR
EMEP milletvekili Bayhan, İçişleri Bakanı Ali Yerlikaya'nın yanıtlaması amacıyla Meclis'e sunduğu önergede, projedeki şeffaflık eksikliklerine ve işçilerin yaşadığı zorluklara dikkat çeken bir dizi soru yöneltti:
- "2017 yılından itibaren 'İl Göç İdarelerini Destekleme Projesi' kapsamında toplam kaç kişi istihdam edilmiştir?"
- "Bu işçilerin ne kadarı Manpower gibi özel firmalar aracılığıyla, taşeron ve geçici sözleşmelerle çalıştırılmaktadır?"
- "UNHCR tarafından bu proje için 2017 yılından bu yana Türkiye'ye aktarılan toplam fon miktarı nedir ve nasıl dağıtılmaktadır?"
- "Bu fonların hangi yıllarda, hangi kalemlerde, hangi kurumlar ya da firmalar aracılığıyla harcandığına dair ayrıntılı bir döküm mevcut mudur?"
- "Eğer bu bilgiler varsa, neden kamuoyuyla şeffaf bir şekilde paylaşılmamaktadır?"
- "Projeye ayrılan fonların yalnızca %25'inin personel maaşlarına aktarıldığı ve geri kalanının belirsiz kalemlerde kullanıldığı doğru mudur? Eğer doğruysa, bu belirsiz kalemler nelerdir ve fon dağılımı nasıl yapılmaktadır?"
- "Çalışanların maaş seviyesi, sözleşme şartları ve sosyal haklar üzerindeki yetki hangi kurum ya da kurula aittir? Göç İdaresi, UNHCR mi yoksa taşeron firma mı karar vermektedir? Bu belirsizlik, düşük ücretli iş gücü sömürüsünü ve güvence eksikliğini sürdürmek amacıyla bilinçli bir 'yetki karmaşası' politikası mıdır?"
- "Proje kapsamında çalışanların sahip olduğu özel sağlık sigortası hakkı neden kaldırılmıştır? UNHCR kaynaklarına rağmen, bu ve benzeri sosyal hakların neden sürekli geriye çekildiği açıklanabilir mi?"
- "Bu modelle kamu sektöründe sürekli istihdamın sona erdirilip, proje bazlı, geçici ve taşeron temelli çalışma biçimlerinin yaygınlaşması, kamu hizmetlerini özelleştirme stratejisinin bir parçası mıdır? Bu güvencesizlik durumu bir tercih midir?"
FONLAR KİMİN HESABINA GİDİYOR?
Önergenin son kısmında, fonların nereye harcandığına dair daha genel ve çarpıcı sorular yöneltildi:
"Hal böyleyken, hem mültecileri hem de bu kurumlarda çalışan işçileri korumayan bu sistem içinde, yıllardır Türkiye’ye aktarılan uluslararası fonlar nerelere harcanmaktadır? Mülteciyi koruyamayan, işçiyi belirsizlikte bırakan bu düzen hangi özel şirketlerin ve danışmanlık firmalarının menfaatine hizmet etmektedir? Bakanlığınız bu fonların nereye gittiğini açıklayacak mıdır?"
Bayhan'ın bu önergesi, Göç İdaresi Başkanlığı'ndaki çalışanların hakları ve uluslararası fonların kullanımı konusunda bir şeffaflık talebini gözler önüne seriyor.